Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

9 Mart 2010 Salı

üç ayaklı köpek


sokaklarda, köşe başlarında her zaman gördüğüm, ritimsiz ayak seslerinin sahipleri, belkide hayatı en iyi şekilde anlatan. hepimiz hayatımızdan birşeyler eksildiğinde yarım kalırız, sadece bu dış görünüşümüze yansımaz bizim. o zaman bizim ayaklarımıza yere vurduğumuzda çıkan afazik ses, ritimsizleşir farketmeyiz çoğu zaman. onun suçu değildir vücudundaki birşeylerin eksikliği, bizim de değil. kaybetmeyi ve terkedilmeyi, eksik kalmayı biz seçmeyiz. ritimsizilik her insanda farklıdır, her insanın eksikliği farklı ve her insan diğerinden daha orjinal bu yüzden.

yaralı olduğumuz ya da eksik olduğumuz için yalnız olmayız, ritimsizliğimizin ritmine ayak uyduracak insan bulmak zordur. ve çoğu insan o yüzden yalnızlığı sever, yalnızlık ritimsizliğe bile ayak uyduracak bir katalizör çünkü.

sokak çoçukları eksik olmayı kendileri seçmediler, terkedilen binlerce insan da aynı şekilde. bir yerlerde tek başımıza bırakılmış olmamız yalnız olduğumuz manasına gelmez. aksine herkese ayak uyduran sokağın ritmini oluşturan ritimsiz sesler ve ruhlar hepimizin ortak paydası. ve biryerden gittiğinizde sizin sesinizin oradan gitmesi için uzun zamanlar gerekir, gittiğiniz şehirde bıraktığınız izler çabuk kaybolmadığı için unutmazsınız arnavut kaldırımları.

aşağıda firewater'ın golden hour albümünden çevirdiğim three legged dog şarkısının sözleri var. şiirler ait olduğu dilden koparılınca sönük kalıyorlar ve üç ayaklı köpekler gibi oluyorlar. aşağıdaki çeviride de hissedeceksiniz bunu. biraz tınısız olması bu yüzdendir. sağlıcakla kalın.

bazıları yaralı olduğum için yalnız olduğumu düşünüyor
ama ışıkların kapalı olması evde olmadığın manasına gelmez,
ve hiç yalnız yürümediğin için deli derler sana
sadece üç ayaklı bir köpeğim oysa koşan...

ve insanlar isimlerini hatırlayamadığım için vefasız diyorlar bana
ama bütün isimler ve yerler aynı başlıyor,
ve senin bu tür oyunlar için yeterli vaktin yok,
sadece üç ayaklı bir köpek olduğunda koşan...

Belki güzel görünmeyebilirim ama gecenin katiliyim,
ve ısırmamın havlamamdan daha iyi bilirsin kız,
o yüzden gece bir arakdaşa ihtiyacın olursa beni parkta bulamadığında,
ben üç ayaklı koşan bir köpeğim unutma...

söylediğini babamın tembellik yüzünden kariyer sahibi olmadığımı
ve annem çılgın olduğumu düşünüyor, ve kardeşim kaçık olduğumu
basit düşününce hiç bir fikrin olmaması ondan,
sadece üç ayaklı bir köpeğim koşan...

üzerime engeller yıkılmadan düşmüştüm oysa ben
ve kahrolası bir yalnızım, düşmalarımı arkadaş olarak sayarken,
ve her gün kendi kuyruğumu kovalayıp, nasıl sonlacağına bakarım
bu koşan üç ayaklı köpek için..

ve hala hayatı tamamlayacak birşeyler arıyorum,
sokakta yaşarken sevimli olmaya değmez,
bazen iyi çocuk oluyorum biri bana et fırlattığında,
sadece üç ayaklı bir köpeğim koşan, oysa...

0 yorum:

Yorum Gönder