Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

27 Kasım 2010 Cumartesi

11/27/2010 12:16:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic No comments
ne öğrendik bu yalnızlıktan: i̇nsan gece tek başınaysa iki paket sigara almalıdır. son düzlükte kaybedilen onca dost boğaza duran ayva yüreğim elimde son sürat gelen yağmur kelimelerin çekirge sürüsü gibi toplanışını seviyorum ben. çünkü, "galiba birazdan bişi olacak" tır bu. en geç iv. murat'tan...

narkotik özünde yolculuk nedenidir

11/27/2010 12:13:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic No comments
fakat nereye atsam adımlarımı kalabalık çok fazla bir şey beklemez sakladığım uykularım aldığım her dost yaşlı ve narin aldığım nefes biraz toz duman ve kirli sesimi çıkarsam anlamaz tavırlar yorgun ve ölgün, anlamaktan uzak muğlak bir sessiz uzaklardan katlanmak bir yana senle olmaz kırılsa bacaklarım...

8 Kasım 2010 Pazartesi

moda sahilini yutan dev dalga

11/08/2010 10:31:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
- abim be ya, yanındaki güzel için be güzel abim, asker çocuğum var, bi’ gül al ablama… seninle göz göze gelmek hiç hoş değil çiçekçi çingene, zaten sana roman denmesini de anlamıyorum. benim bildiğim roman yazın türüdür, insana benzemez, çünkü bazı şeyler sadece moda sahilinde olur. bazı insanlar...

müşterek saatlerde muhtelif yalnızlıklar

11/08/2010 10:29:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
bir kez daha üzgün gözlerimi kapatmamı söyledi. bu yüzden, artık duyguları görmüyorum. düşemem mavilerden uykularımda. onun en sevdiği çiçekler açelyalardı, bu konu kapandı gece yarısı. oysa o da kabuklar tuttuğunu söyledi yaralarının; bir başkası sesini bile duymamasına rağmen. silah, neşter ve bir...

nefretinizi yüzünüze gözünüze bulaştırmayın

11/08/2010 10:25:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
bazen herhangi biriyle konuşurken nefes almakta güçlük çekiyorum. gülerken nefessizlikten ölmek gibi, gök gürültülü ağlamaların sonundaki gülüş gibi. tam bu anlarda sigara yakıyorum, ölemeyen dostlarımın ruhlarına üç defa üflüyorum. tam tamına üçüncü yaşımın on beşinci gününün altıncı saati düştüm...

şimdi bana bir saat ve uzun doğum sancıları gerek.

11/08/2010 10:23:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
boğaziçi köprüsü uzaklarda kalıyor kızkulesine bakarken. boğazının içinde bir düğüm var sessiz ve derin. inanılması zor bir trafik var herkesin yalnız olduğu sokaklarda, gereksinim gereksiz ve yabancılaşmak alışılmış bir duygu. mekanik kümelenmeler ve kesintisiz akan canlı yayın. bir ses kablolardan...

bilinçaltını kaybetmek

11/08/2010 10:15:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
kıpırdama yazıyorum: hoşlandığım kız bana güzel bir yazı gönderdi. sevgisini değil kıymetini verdi, annemin uçan terliğini, babamın cam kül tablasını, arkadaşımın uzun iç çekişlerini, yıllar önce kaybettiğim kitabımı, sahip olmaya cesaret edemediklerimi, hep uzak olduğum o kıyıları okudum ben. okuduğum...

gösterdiğim yere bak parmağıma değil

11/08/2010 10:13:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
geçmiş gibi geldi de gitti. dönüş vardır amenna. duyduk ve biliyoruz. ne de güzel gittin, ellerine sağlık. yalnız gözlerimi ve bacaklarımı bağlamasaydın o sandalyeye ben de zevk alacaktım. koşmuyor ve ağlamıyor. oysa ağlaması için neler vermezdim. ''gözyaşı'' kadar güzel kelime az bulunur. sadece bana...

küfrediyorsak reyting yükselsin diyedir

11/08/2010 10:11:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
bir şehirde nefes almayı bilen nadir insanlardanım. evimden işime, işimden alış-veriş merkezlerine götüren yollarda saatlerce beklemekten keyif alıyorum. asfaltı seviyorum, çocukken asfalt yapılırken izlemesini de seviyorum. kaldırımdan inip asfalta ayağımı bastığımda zemin ayağımın altından kayacakmış...

okumama hakkına sahipsin

11/08/2010 10:09:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
kombi çalışmıyor. zaten kış geliyor diyorlar. sansür akacakmış damı sıvamayı unutmuşlar. bir de kaçak kat çıkıyorlar. yapmayın dedim sonra kendi başıma koştuğumu farkettim. halbuki çok ayıp. koşana değil koşturana bakacaksın. ne demişler? salak avukatın olacağına, yakışıklı savcın olsun. yok lan böyle...

saatlerce kadıköy de beklemenin sebebi

11/08/2010 10:06:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments
allah'ım, ünlemler yetersiz kalıyor bazen. kaderimde kelimesini kullananları tanıyorum acınası teslimiyetlerinden. anarşi toplumunu tam manasıyla yaşayamadığımdan bilemiyorum adrenalinin sınıra dayanmasını. ve eline kalem alıp birilerini yaralamakla bu işlerin yürümeyeceğini...