Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

8 Kasım 2010 Pazartesi

moda sahilini yutan dev dalga

11/08/2010 10:31:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments

- abim be ya, yanındaki güzel için be güzel abim, asker çocuğum var, bi’ gül al ablama…

seninle göz göze gelmek hiç hoş değil çiçekçi çingene, zaten sana roman denmesini de anlamıyorum. benim bildiğim roman yazın türüdür, insana benzemez, çünkü bazı şeyler sadece moda sahilinde olur. bazı insanlar sevdikleri şarkıyı duyarlar ya, benim öyle bir kulağım olmadı hiç, kendime göre çalan. nereden koparıldığı belli olmayan gülleri severim, çorabımdaki deliğin ne zaman dikildiğini bile bilmiyorum.

-iyi tamam ver bi’ tane, en dikenlisinden…

kızlar vardı sevdiğim, gözleri normaldi, sanki yumruğu patlatsan moraracak gibi. annem hiçbirini ayırmadan kıskanırdı, ben beyaz tavşanın ardından koşarak evden çıkarken. tek istediğim görkemli bir zaferdi, vardığım self-servis geçit törenlerinden zevk alamadım. kimse beni suçlayamaz yan flüte inandığım için. üstü yeni cesetlerle örtülmeden kızı sahilden çıkarmalıyım, o da “ya vebaya son ya da sen de burada öleceksin!” demeli. bazı insanların arağnamesi pek güzeldir.

-hava bozmaya başladı, kalkalım…

bir görünüp bir silinen gölgeler vardı, oysa elektrik faturasını ödemişti belediye. üsküdar’ın istanbul’un hangi cânibine düştüğü hala (a’ların üzeri çizgili, kalp ameliyatı olan halamdan bahsetmiyorum) çok iyi bilinir, altı şişhane üstü tophane ruhların üzerine barış güvercinleri salınacak çıkmaz ayın son cumartesinde. hayır, ruhları göremiyorum. eser miktar çiğköfte baharatıyla sevdiğim kızın parmaklarını yiyeceğim bu akşam, her erkek annesini aramıyor milyonlarca kadın arasında, freud arkasını sıksın türkçe öğrensin.

-kocaman gözlerin var biliyor musun?

kültürümüzün kilit kişileri artık bir zahmet kapıları açmalı, devlet şeref madalyası verilenler yanımdaki i̇stanbulluya şarkı yapmalı, dedeme bunu datalarla ve cd-romla anlatmalı, gerekirse format çekilmeli, o da olmadı servise gönderilmeli. takvimlerdeki özlü sözleri fante yazacak bu sene. boğaz manzaralı evi olan bir kaplumbağa arkadaşım var.

schubert’in bitmeyen senfonisi artık bitsin, dokuz sekiz ritimden nefret ederim. viyana kapısı bana bir şey bir ifade etmiyor, ama yanan bir viyolinden en sıkıcı parçayı dinledim su altında. takunyaların tozlarının yükseldiği caminin dibinden geçtim, parası neyse verelim viyana’ya giden herkes romantik olmasın. lafı çok uzattım ama son bir şey daha: yanımdaki güzel benim için elindeki mendili yere atacak iken-

büyük bir dalga moda sahilini yuttu, kayıp sayısı belirsiz ve hasar tespit çalışmalarına devam ediliyor. belediye başkanı müsterih olunması gerektiğini belirtti ve arama-kurtarma çalışmalarının başladığını kaydetti. yetkililerin yeni bir dalganın beklenmediğini söylemesine rağmen halkın huzursuzluğu dikkat çekmekte. çevredeki görgü tanıklarının olay sırasında duydukları dede efendi eseri sesinin ise nereden geldiği belirsizliğini koruyor

0 yorum:

Yorum Gönder