şafak sökerken çıkarsınız balkona, istemsiz olarak uzaklara dalar gözlerin, ellerin ceplerinde. güneş doğarkenki o kızıllığı yanklarında allıkla benzeştirirsin, gözlerin bulanıklaşır uykusuzlukla, zorlama dersin kendine. herşeye rağmen atamadığın o bircik remini çıkartırsın cebinden, sağ kenarı yakılmaya çalışılmış sepya bir resim, sağ alt tarafında bir kan damlası, ayrılıktan kalma bir anı. ellerin titremeye başlar soğuktan, günün en soğuk vakti. bir işaret beklersin uzaklardan, bir ses duymak olanları unutmak istersin o resme bakarken. yavaş yavaş şehir canlanmaya başlar gözünün önünde, ilk otobüsler, il arabalar ilk aşk geçer film şeridi gibi gözünün önünden. aynanın karşısına geçip yüzünü yıkarsın, çarpık gülümseme yerleştirirsin suratına, bakanlar anlamasın diye...
0 yorum:
Yorum Gönder