Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

29 Nisan 2011 Cuma

yirmi senelik asmanın gölgesi

4/29/2011 12:05:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic , No comments

bayram sabahı. kurbanlar armut ağacına bağlı. bayram namazından döndük. yemek için 2 saat beklemek istedi dedem, el mecbur herkes dağıldı yemekte buluşmak için. benden yaşlı olan asmanın altında oturdum gene. ananem kömür torbalarından çul yapmış. eklemek istediklerim ve sustuklarım çok da farklı değil. teselli etmede iyi değilim. ama iyi dinlerim. tüm kini, nefreti ve bilinen tüm duyguları absorbe edebilirim. o yüzden dayımın ve dedemin arasında kaldım. ama veremedikleri duygulardan ve sustuklarımdan sorumlu tutulamam. bunu da toyluğuma verirler genelde.

* * *

arada yazdığım yazıları aileden kimse görmez. birini masanın üzerinde unutmuşum. görmüş. arefe günü, dedem çağırdı dizinin dibine oturdum:

"acem illerinin birinde şehirde iki tane mecnun varmış leyla diye yanıp tutuşan. sultan sinirlenmiş, hangisinin gerçek mecnun olduğunu bilmek için. ikisini de bulmuşlar, sultanın huzuruna çıkarmışlar. sultan sormuş:

- hanginiz mecnun?
- benim sultanım, diye haykırmış ikisi de.

sultan sinirlenmiş, cellada işaret etmiş, iki tane kütük getirilmiş. hanginiz leyla için elini feda edebilir?"

* * *

dedem izliyor yukarıdan. elimde defterim karalıyorum öyle. onun da dalmış gitmiş zaten. el sallıyorum görmüyor. yaşlandıkça dalma süren uzuyor. kimi düşünüyor allah bilir. yıllardır küsler dayımla. bir diğer dayımı kaybetti, diğeriyle de arada bir görüşürler. süren giden bu kavgada arada kalan hep ben oldum. beni kavga ettiği dayıma benzettiği için. uzaktan köprü gibi gözüktüğümü unutmuşum bir an.

* * *

"ikisi de elini kütüğün üzerine koymuş. sultan işaret etmiş, birini eli kesilmiş. eyla diye feryat figan etmiş, diğerinin yanına gitmiş cellat, sultan işaret etmiş, diğeri şunları söylemiş:

- sultanım leyla'nın elini kesmeseniz."

* * *

dedem en çok kavga ettiği dayımı sever, ama yıllardır dönüp de yüzüne bakmadı. bir bayram sabahı dayım gene vardı dedemin eline. bu sefer çekmedi elini. dayım öptü başına koydu. asırlardır tuttuğum nefesi bıraktım o an.

o sabah yazmaktan vazgeçebilirdim, kararsız kaldım. bugünlere geldik. değişen bir şey yok. suretler değişip hikayeler aynı kalıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder