Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

5 Nisan 2012 Perşembe

b.f.b.g.f.s.b.s.h.d.d.

4/05/2012 12:18:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic 1 comment


bir felaketten bahseder gibi fısıldayarak söylediğim "ben" in sen hakkındaki düşüncelerine dair;

köprüden şarampole yuvalanmak gibi suyla temasın temizlenmekten başka manalara geldiği, sakin ve usulca bana sokulan binlerce su damlasının son nefesimi dahi almaya vakit bulamadan vücudumun her tarafını yıkarken kulağımın içindeki ıslık sesi kadar yorgun. hiçbir şeye vakit bulamadan ilerlemek; en ufak hareketimde dibe batacağımı rahat olduğumda yüzeye çıkıp ciğerlerini yakan havayı soluyarak şükretmek gibi. bulutsuz.

daha iyisini istemiyorum. daha uzun cümleler kuruyorum. ben, keyfim, kahyası, dahi anlamına gelip ayrı yazılmayan de'ler ve dâhi ahali bendeki bu hâli nicedir merak etmekteler.

meraka mahal olmadığını ve halimizden memnun olduğumuzu ne kadar anlatmaya çalışsak da getirip iki tane kocaman gözü gözlerimin hizasına koydular. hafakanlar bastı, harfler uçuştu, banliyöler vaktinde geldi, belediyeler çalıştı ve karnımın üzerindeki aslan hareketlendi sonra.

subwooferlarıyla mutlu olan zenci kardeşler gibi, misketlerini sayan çocuk gibi, camiye giden dedem gibi, kahvaltıda gizlice önüme balı koyan ananem gibi, kitap okuduğumu okuduğu kitabın arkasında milisaniyeler süresince görüp belli belirsiz gülümseyen babam gibi sessiz bir mutluluk benimkisi. müzik sadece arkaplan sesi, odaklanmama yarıyor. zaten ben zeki görünen adamdan bekleneceği gibi yapmayıp, kendimden değil senden bahsediyorum. zeki olup olmamam konu sışı, keza seninki de. şu gökyüzü altında kandırılan binlerce kişinin birbirlerine söyledikleri yalanları söylemeyeceğim sana.


hani şu beş karış, dört kilo balla yenmeyecek hale gelen suratlarıyla git konuş abi diyenlere aldanmadan daha çok şeyi söylemek istiyorum senin hakkında. ama sessiz harflerimin çoğu bana kalsın, anneler çocuklarının üstünü örtsün, babalar ilk erkek çocuklarını anlasın ve ben sana bir şey söylemeden aklımdan geçenleri oku da ben bu yazıyı yazmayayım, bir şiiri güzel yazayım yada bir son gibi duygulardan arınmış sen anlatayım.

mevladan leylaya geleyim, tekrar mevlaya döneyim ve bu döngü sürsün istiyorum. yoksa her okuduğum kitaptan yüzümü kaldırdığımda bu yazıyı yazarken düşünmezdim kendimi.

1 yorum:

  1. Bende de var böyle ,sürekli kendini yazdırmak için dönüp dolaşıp gelen bir yazı:( Direnişe devam ediyorum şimdilik.

    YanıtlaSil