insan çok zaman "o"nu unutup, yeise ve üzüntüye düşer, düşmeli de. ama çıkışı bulmamız bu kadar uzun olmamalı. en nihayetinde acz'inin farkına varır insan, şüphesiz yaptığı hataları da görür. işte o an, utanmak ve üzülmek insan ikindi vakti hüznü kadar yakışır. herkes bilir ki, hata yapılabilir, amahatayı üstelemek, tuz, biber ve bilimum baharatları ekmek doğru değil ve dahi insanlığın şanına yakışmaz.
yapımız gereği, soyut olana değil, somut olana yönelmeye meyilliyiz. mutlaka, vakit ve emek harcadığımız dünyada, arkamızı dönmemizi beklemeyen dostlar edinmişizdir. bu dostlara sırtımızı dayamak mümkündür, ama hz. ali'nin de dediği gibi, kurtuluşumuzu dostlarımıza bağlamamalıyız, ufak tefek engelleri bu arkadaşlarla aşmalıyız.
tersini yapmamız, istanadımız esnasında korkmamıza, tereddüde düşmemize, başımızın öne eğilmesine sebep olacaktır. yapılmaması gerekeni yapan insanın, zor zamanlarda verdiği ani kararlardan pişmanlığı her zaman çift dikişe neden olmayacaktır. çünkü emir, bağışlayıcıdır, hatadan dönen ve aczini sınırların ötesine bildirene. çünkü malik, hatayı şeddeli yapmayana, rahimdir.
ufak bir not: sorunun güzelliği, cevabın nitelikli olmasında etkindir.
resim: swoboda.
0 yorum:
Yorum Gönder