"ya şarkı çok kısadır ya da mezarı çok uzağa yapmışım" (deli emin/vizontele)
insanlar sadece hüzünlendiklerinde sanat müziği dinlerlermiş. bazı şarkıların arağnamaesi çok güzel olurmuş. sonradan öğrendim ki arağnağme çok kullanılan bir kelime değilmiş. kullanan şöyle bir uzaktan süzülür, hadi canım sen de bakışı atılır ve ters yöne doğru uzaklaşılırmış.gene de münir nurettin selçuk olmasa çok duygu eksik kalacakmış.
her şey yapılabilirmiş bir ağaçla. bir kalemlik, bir ok mesela. bir kalemlik çocuğun masasında güzelken, bir kızılcık öğretmenin elinde çirkinmiş. her şey gelir geçer, insanlar biribirlerini tahta olmakla itham ederlermiş. lakin tahtalar bile şekillenip, değişebilirken, insanlar değişmezmiş.
yorgunluğu alırmış çay ve son dönemlerde üzerine şiirler yazılmış. kimisi için hâlâ siyah olarak varlığını sürdürse de, kimisinin hararetini alan, kimisinin muhabbet ehliymiş. çayla alakalı çok deyim, güzelleme bulunsa da en güzeli şöyleymiş: çay deyip geçmemek, çay deyince durmak gerekirmiş.
çok sinirlenip susulmazmış, bağırmak efendi insana yakışmazmış. büyük de olsan küçük de olsan alttan almak ve üste çıkarmak gerekirmiş. ağır başlı olmak ama kafayı dengede tuabilmek önemliymiş. bazıları diğerleri daha eşitmiş. tüm büyükler otururken ancak insanlıktan çıkılıp, eve gidilebilirmiş.
meteoroloji çok az yanılırmış, ama kimse de gidip intisap etmezmiş. zaten onlarda böyle şeyler beklemezlermiş. en çok havanın soğuk olduğu zamanlarda insanlar sevmeye alışırmış, bahar aylarında bazı şeyler gevşermiş. o gün birinden hoşlanacaksanız hava durumuna göz atmak gerekirmiş. hiç hoşlanacak havanızda değilseniz, yağmurlu ve kapalı havalrda dışarı çıkmamak, gevşeklikten hoşlanmıyorsanız yazları tek başınıza yürümemek elzemmiş.
"- senin de gözlerin güzel
- gözlerim mi, hangisi ?"
çizim: melih tuğtağ.
0 yorum:
Yorum Gönder