ne çok cerahatimiz vardı oysa
kalemimizi batırmamız gereken
batırdıkça baltalanan umutlarımız
uzaklara giden gemilerimiz
taş atan çocuklarımız vardı doksanlarda.
ne çok cerahatimiz vardı oysa
görüp de üzerine gitmemiz gereken
sele kapılan senlerin arasında
tam buraya uygun bir söz vardı
mevlanadan, bulamıyorum.
ne çok cerahatimiz vardı oysa
üzerine tavşan kanı çaylar içmemiz gereken
bayatlayan söylemlerimiz vardı seksenlerden kalma
asla olamayacağımız birisi gibi yazdığımız
emekleyen şiirlerimiz vardı megafonlarda.
ne çok cerahatimiz vardı oysa
sevdiğimize yazdığımız şiirlerin mezesi olması gereken
biz büyüdük ve ramazan yaza denk geldi
susuzluktan dilimiz damağımızda
kelimeler eksik yutkunamıyorum.
şiir de savaşa benzer çokça
bazen masum mısralar ölebilir şair uğruna
zalim kafiyeler arkadan vurabilir seni
küçük hanım derlerdi izlememiz gereken eski filmlerde
ne çok cerahatimiz vardı oysa.
anneme seslenmem gerek
son sürat gelen kurşuna
dikkat etmek lazım,
koydu mu oturtur.
0 yorum:
Yorum Gönder