Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

31 Mart 2012 Cumartesi

doğaçlama iç döküntüsü #1 [*]

3/31/2012 11:15:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic 1 comment


 cümlelerin altını çizerek kitap okuma hasletine dair:

kitabın ne için okunduğuyla, kitabın sizin için statüsüne, özel ayrıcalıkları olan kitaplara göre değişir alt çizme durumu. çoğu kişide fabrika ayarı ön çıkışlı olarak kitabın sağını solunu çizerek okuma özelliği gelir. bazıları bunu sonradan geliştirir.

altı çizilen satırlar kitabın önemli olup olmamasıyla alakalı değildir. özellikle fiziksel durumu korunmak istenen kitaplar ne kadar önemli olursa olsun altı çizilmeden okunur. arkadaştan alınan kitaplar da yine bu statüye girerler.

kimi kişiler ise paranoyak davranır, kitaptaki bazı cümlelerin altını kendi kişiliğini ele verir diye çizmezler. öte yandan o cümleyi kaybetmemek için sayfanın altına ya da üstüne rastgale gibi gözüken çizikler atarlar. bu tür bir araştırmaya konu oldukları için parannoyak olmaları normal aslında. insan, saklanmaya ve kendine özel alanını geniş tutmaya meyillidir. tersi mümkün değildir.

 alınmamış tüm haklı intikamlara dair: [**]

insan karşısındakinden o bir şeyleri söylemeden anlamasını bekler. önemli işi varsa sorumlulukları bir süre ertelemek, rahatsız edilemmek, yalnız hissettiğinde bunu hemen anlayıp dışarı çıkılmasını teklif etmek, sürekli desteklenmek, sabahın köründe işi düştüğünde terslenmemek ve onun için yaptıklarının bir şekilde etkisinin olması: minnet değil de, aradaki dostluğun güçlenmesi gibi, belli belirsiz.

sözlü olmayan varlığı su götürmez bir gerçeklikle bezenmiş akitlere bağlılık. işte bu akitler hayatın akışını ve insanın kişiliğini belirler. ne kadar çok akide bağlıysan o kadar düzenli ve stresli olursun, akitleri ne kadar göz ardı eder ve normal dışına çıkarsan rahat hissedersin, düşman kazanırsın. insan etrafında kendisinden güçlü kişi olsun istemez. ona bağlı olduğunu ama onun kendisine bağlı olmadığını hissetmek insanın makamını simgeler. makamının düşük olduğu yerlerde bulunan insanlar, yere bakar, parke sayar, desen okur.

makam olarak sizden altta bulunanlarla bulunma ve makam olarak sizden üstte bulunanlarla bulunduğunuz her iki durumda da insanın insan olmasından ileri gelen farklılıklar vardır.akitlerin yerine gelmemesi durumunda kin veya nefret yerine hayal kırıklığı oluşur. yeterince hayal kırıklığına uğramış bir insan her şeyi yapabilir.

bir süre sonra insan hayal kırıklarına takılmak yerine kendisi daha daha çok hayali parçalayarak makamını artırır, kendi hayallerini değiştirerek. tüm bunlar olurken insan her hayali için savaşmaz ama her hayali için bir intikam besler.

hiçkimse normal değildir ve herkes normaldir.

Allah'ım sonunda yürüyebiliyorum!

not: bu yazı yazılırken hiç bir hayvana zarar verilmemiştir.

*   : başlık için n.narda'ya teşekkür ve saygılarımı iletiyorum.
** : Selman Bayer.

10 Mart 2012 Cumartesi

bana inanma

3/10/2012 12:58:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic 2 comments
kendi yel değirmenimi kendim vurabilirim pekala. senin lütfuna ihtiyacım yok.

bazen dünyayı dörde yarmak istiyorum. sonra tekrar birleştirmek ve ek yerlerine merhem sürmek. insanlarda sürekli yaptığım bir şey. sonra kendilerini kendilerine aynen teslim ediyorum üstüne arkadaşları oluyorum ne güzel. insanların çoğu hata olmayan hatalarının farkında. çoğu hatalarını inkar ede ede daha tiraj getiren hatalara geçmiş durumdalar. sonra kendileri de bu reklam politikasına inanmışlar. canlarım benim. ne istiyorlarsa önlerine atıp işime bakıyorum.

şüphesiz ellerim kötü değil. ellerim iyi de değil. ellerimin bir özelliği yok. tabii bundan bir yazı çıkarmayacaksam. yoksa sigara boşluğu mu kalır bu parmaklarda, yoksa üzerindeki soba yanığı izleri mi, insanlarla toklaştığımda hissettiklerim mi kalır, bilemezsiniz. sizi öyle bir kandırım ki ellerimden tutup ölüme gidersiniz, mutlu olursunuz.

mesela senin ekstra bir özelliğin yok. ellerin normal gözlerin kahverengi. saçlarından bana ne? gözlerin toprağa benziyor derim, topraktan bahsederim, yolalrdan bahsederim, gözlerini dünyanın en tepesine taşırım, ondan dünyaya baktığı söylerim ellerinden tuttuğumda. o kadar çok yalan söylerim ki sana caz'dan hoşlanmaya başlarsın. sonra ellerini dikenlere batırır, kaktüslerle dolu bir labirentte bırakırım seni. o zaman anlarsın insan ne demek, görmek ne demek, o ellerle hissetmek ne demek.

hani sen diyorsun ya en kötü barış savaştan daha iyidir diye. sana öyle barışlar gösteririm ki, şizofren halklar yaratan. sana hayali bombaların altında düğün nasıl yapılır gösteririm, ayakta tedavi ne demek, savaş ne demek, akıllı bomba ne demek. insansız uçaklar gösteririm sana, barışı koruyan, sürekli alınan dolu bekleyen silahlarla korunan barışı gösteririrm sana. edebiyat yaparım sana, sınırdaki çiçekleri gösterip kandırırım seni.

sen normalsin. normal olmak suç değil. normal olmak normal. anormal olmak sana reklamlarda gösterildiği gibi değil. sabah uyanıp kendini böcek şeklinde bulmadıysan bana yalnızlıktan bahsetme.

kapıyı sessizce kapat, uyumaya çalışıyorum burada.



2 Mart 2012 Cuma

deli tekerlemeler

3/02/2012 11:24:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments


aklın peşinden yeterince giderseniz, daima akılla çelişen sonuçlara vardığını görürsünüz.
samuel butler.
suçlu biri olmak istemiyorum bu eğlence ve oyun gibi onları oynamaya devam sadece söylüyorum sonra tekrar düşünün biz bir ve aynı gibiydi doğru yolda ama yanlış trendeydim tıpkı bunun gibi şimdi acı bir yüz var şeytanın oynayacak taze bir yeri var labirent gibi beyninde yağmurdan asla kaçamazsın lanet olası her gün hep aynı gri gölge hey bende bir plan biraz var kullanılan kullanılır kullanılabilir benim durduğum yerde kavram var bu kavramın elleri dışarı doğru kaymış ben bile kim olduğumu ben bile ben olmak istiyorum ben söylerim sen dinle ne var belki ben özgür olmak için yapmak zorundayım ne yapmalıyım h ne olur göreceğiz ama denek değilim benim başıma değil sanırım biz geldik burada olduğuna sen istenmiyorsan o zaman bana inanmak zorunda değilsin gittiğinde ama olmaz sadece bunu biliyorsun o ben sadece benim sanıyordum gördüğüm acıyı anlayabilecek birileri ama kazara bana kanıtladın eğer sonunda kendini imha edeceksen şimdi yap ben yaptığım hatayı düşünmek zarar vermez  dayanmayacak düşündüğümden çok daha kötü çünkü ben sana değil bir şey olmanı diledim şimdi bu suçluluk gerçekten var sana geri döndü utanç içinde uzaklaştım elinde kalan tek şey acı bir anı yere bakıyorum bu yüzden hiçbir şey mantıklı etrafta başka kimse olduğunda kafamda sesini duymak söyleyecek neyin var belki ben özgür olmak için yapmak zorunda ne yapmalıyım h ne olur göreceğiz bize karşı bunların hikayesi kazanmak veya kaybetmek üzerine başkasının ayakkabıları ayaklarımı zorluyor onların şekilde yaşamak orası olduğunu yapıyor ret edildi ne tamam değil bu dünyada herkesde bir çip var bunların boynunun her iki tarafında hiç saygı var bir saniye kadar bekleyin basınç çok fazla, çok ahmak var hissediyorum çok fazla kilo bayanlar ve baylar bağırarak lütfen sadece onlar öyle tuzağa çekiliyor hissediyorum başkasının rüyasında aslında onların bazı solmuş düzeni dolu başarıları var fırsat da cevapsız onların on altı atı vardı geri alınan zaman yapmak istediğinizin tüm bu olması basmaları ve yapmak istiyorsun hepsini geri demekse birileri olacak herkes söylüyorum benim için yapma birisi olacaksın bana herkes için hiç şansı yoktu seslileri olacak seni zaman (bu gibi) geldi söylüyorum ediyorum olacaksın belki sonunda işim bittiğinde onu alırsınız  hayal uyumuyorum dayanıklılık oluşturmak için uyku fotoğraf makinenizi alın bu yolculuk başlamak üzere otur içinde zoka buna tekrar diyelim eğer değersizsen değersiz olduğunu söylüyorum onlar gitti sen delisin kendinize bodrum bütün gün ya kendini benim deli tekerlemeler zenginliği için sonra zihinsel apranax girdi ben kalp çıkmamak bildiklerini tekrar ediyorum bak göğsümde bir beyin gibi konularda hissettim gittikçe nerede benim koltuğun altındaki kitaplarım masamın üzerinde bıraktığım bir kitap öğretmenim sayın çetin gibi tüm bu bilgi ile sen üniversiteye gitmek için çalışıyorsun  avukat ya da doktor olmak daha ziyade okullar şiddet tesbih benim için çalışıyor sizin için işe yaramayabilir hayır ödev yapacak işlerim var belki sonunda işim bittiğinde onu alırsınız.